Kategori arşivi: Son Dakika

Mardin’de 36 yıl önce PKK’lı teröristlerce katledilen 30 kişinin acısı tazeliğini koruyor

Bölücü terör örgütü PKK, 20 Haziran 1987’de Pınarcık Mahallesi’nde 16’sı çocuk, 30 kişiyi katletti. Şehitler, Pınarcık Mahallesi’ndeki şehitlikte düzenlenen törenle anıldı. Törende, Kur’an-ı Kerim ve dua okunduktan sonra konuşma yapan Kaymakam Muhammed Kaya, terör örgütü PKK’nın bölgedeki katliamlarından birini de Pınarcık Mahallesi’nde gerçekleştirdiğini ifade ederek, şehitleri rahmetle andıklarını söyledi. Terörün çirkin ve karanlık yüzünün hiçbir zaman unutulmayacağını ifade eden Kaya, “Burada 30 vatandaşımız hunharca katledilerek şehit edilmiştir. Bu büyük bir vicdansızlık. Bugün onları rahmetle yad ettik. Devlet olarak ailelerinin yanlarındayız, onları asla yalnız bırakmıyoruz” dedi.

Birlik ve beraberliğin önemine işaret eden Kaya, gelecek nesillere huzurlu ve güvenli bir coğrafya bırakmak istediklerini, bu tür acıların bir daha yaşanmaması için de ellerinden gelen bütün çabayı göstereceklerini kaydetti.
Belediye Başkanı Hüsamettin Altındağ da Pınarcık’ta yaşanan katliamın tarif edilemeyecek kadar büyük olduğunu dile getirdi. “Sözün bittiği bir noktadayız. Rabbim böyle acıları bir daha milletimize, devletimize yaşatmasın” diyen Altındağ, hayatını kaybedenleri rahmetle andıklarını ifade etti.
Terör saldırısında akrabalarından 16 kişinin şehit olduğunu söyleyen güvenlik korucusu Sultan Yavuz, teröristlerin o akşam üç koldan köye saldırdığını anlatarak, “Çoluk çocuk demeden katlettiler. 1987’de PKK terör örgütü köyümüze kalleşçe saldırıp çoluk çocuk demeden her şeyi yakıp yıktılar. Masum insanları katlettiler. Terör örgütünü lanetliyoruz. Bu acı basit bir şey değil, 16 yakınımı şehit ettiler. İki amcam ve çocukları şehit edildi. Olayın en küçük kurbanı ağabeyimdi, henüz iki yaşındaydı ve ona bile kıydılar. Terörün her türlüsünü kınıyoruz. Böyle bir acı bir daha hiçbir yerde yaşansın istemiyoruz” diye konuştu.
Törene katılanlar, daha sonra şehitlerin mezarına gül bıraktı.
Törene; Ömerli Kaymakamlığına vekalet eden Savur Kaymakamı Muhammed Kaya, Ömerli Belediye Başkanı Hüsamettin Altındağ, İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Gökhan Çevik, İlçe Emniyet Amiri Çağdaş Tosun, güvenlik korucuları ve vatandaşlar katıldı.

Kaynak: https://www.ajanskamu.net/gundem/mardin-de-36-yil-once-pkk-li-teroristlerce-katledilen-h203288.html

Eskişehir’in doğu ilçeleri için kuvvetli sağanak uyarısı

Yayınlanan hava tahmin raporuna göre, bu gece ve yarın sabah saatlerinden itibaren Eskişehir’in Alpu, Mihalıççık, Beylikova, Sivrihisar, Günyüzü, Mahmudiye, Çifteler ilçelerinde sağanak ve gök gürültülü sağanak yağış olacağı tahmin ediliyor.

Eskişehir Bölge Tahmin ve Erken Uyarı Merkezi, kuvvetli ve yer yer çok kuvvetli olması beklenen yağış sonucunda meydana gelebilecek ani sel, su baskını, yıldırım, yerel dolu yağışı, kuvvetli rüzgâr ve kısa süreli fırtına ile ulaşımda aksamalar gibi olumsuzluklara karşı vatandaşların dikkatli ve tedbirli olması konusunda uyarı yaptı.
Kaynak: https://www.eskisehirhaber26.com/eskisehirin-dogu-ilceleri-icin-kuvvetli-saganak-uyarisi

Aşırı yağmur kazaya neden oldu: 2 yaralı

Manisa’nın Sarıgöl ilçesinde aşırı yağış sonrası kayganlaşan yolda sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybettiği otomobil, yol kenarındaki araziye devrildi. Kazada araç içerisindeki 2 kişi yaralandı.
Sarıgöl’ün Dadağlı Mahallesi kavşağında Denizli istikametine seyir halinde olan M.B. idaresindeki 20 D 6968 plakalı otomobil, aşırı yağış sonrası kayganlaşan yolda sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu emniyet şeridini geçerek yol kenarındaki araziye devrildi. Kazayı görenlerin durumu bildirmesi üzerine olay yerine ambulans, itfaiye, AKS ve jandarma ekipleri sevk edildi. Araç içinden AKS ekipleri tarafından çıkarılan sürücü M.B. ile eşi G.B. (71) ambulansla Sarıgöl Devlet Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Yaralıların sağlık durumunun iyi olduğu öğrenilirken, jandarmanın kazayla ilgili araştırmasının devam ettiği bildirildi.

Kaynak: https://www.manisadagundem.com/asayis/asiri-yagmur-kazaya-neden-oldu-2-yarali-h46098.html

Gri kategoride aranan FETÖ yöneticisi yakalandı

Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Başkanlığı ve Ankara Emniyet Müdürlüğünce sürdürülen istihbarat çalışmaları neticesinde İstihbarat ve TEM Şube Müdürlüklerince 2 ayrı operasyon gerçekleştirildi. İstanbul ilinde terör örgütüne ait derneklerde örgüte ait paraların aklanması ve örgütün Türkmenistan yapılanması içerisindeki faaliyetleri nedeniyle terör örgütü yöneticisi olmak suçlarından gri kategoride aranan Zekeriye Cerit isimli şahıs yakalandı.

Ayrıca Cerit’in İstanbul ilinde iken terör örgütünün Marmara Bölgesindeki tüm finans ve para aklama trafiğinde yer aldığı tespit edildi. Cerit’in yine örgüt içerisinde bulunduğu önceki yıllarda Trabzon ve Van’da ise örgütün finans yapılanmalarında görev aldığı ortaya çıktı.

Öte yandan, örgütün adalet yapılanmasında faaliyet gösteren ve bu nedenle 2017 yılından beri aranan Y.T. ile bu şahsın firari olarak saklanmasına yardım ettiği değerlendirilen A.C. isimli şüpheli yakalandı.
Y.T.’nin Anayasa Mahkemesinde idari personel olarak görev yaparken, A.C.’nin ise Adliyede İdari İşler Müdürü olarak görev yaparken ihraç edildikleri kaydedildi.

Yapılan 2 ayrı operasyonda yakalanan şüphelilerin yanı sıra, 1 adet sahte kimlik ile 3 bin 300 dolar, 180 avro ve çok sayıda dijital materyale el konuldu.

Evren Doğru

Kaynak: https://www.ajanskamu.net/asayis/gri-kategoride-aranan-feto-yoneticisi-yakalandi-h203164.html

BEŞİKTAŞ BELEDİYESİ DEPREM RİSK ANALİZİNE BAŞLADI

Beşiktaş Belediyesi’ne bağlı Beşiktaş İmar A.Ş. ekipleri Beşiktaş’taki yapı stokunun deprem risk analizine başladı. Ekipler, Ortaköy ve Mecidiye Mahallesinde bulunan yapılarda risk tespiti yaparak vatandaşları yaptıkları işlemler hakkında bilgilendirdi. Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat da çalışmaları yakından takip ederek olası deprem riskine karşı dikkat çekti ve şunları söyledi:

Bugün sizlerle Beşiktaş’ımızın geleceği için önemli bir adımı paylaşmak istiyorum. Beşiktaş İmar A.Ş. ile birlikte, kentimizdeki tüm yapıların deprem risk analizine başladık. İnşaat mühendisi, mimar ve teknik yardımcıdan oluşan 20 ekibimiz, 16 bin yapı stokunun tamamında çalışmalara başladı. Bu kapsamlı çalışma ile Beşiktaş’ımızı olası afetlere karşı güçlendireceğiz.

“TÜM BEŞİKTAŞ HALKININ ÇALIŞMALARA DESTEK OLMASINI İSTİYORUM”

“Deprem gibi doğal afetlerin ülkemizde sıkça yaşandığı bir gerçek. 4 ay önce yaşadığımız Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen depremlerin ardından bu konunun ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gördük. Bu nedenle, Beşiktaş olarak bizler de bu gerçeği göz önünde bulundurarak, kentimizdeki yapılarımızın güvenliğini sağlamak için çalışıyoruz. Bu çalışmalar, Beşiktaş’ımızın geleceği için son derece önemli.

Çalışmalarımızın amacı, kentimizdeki yapıların depreme karşı dayanıklılık seviyesini tespit etmek ve gerekli güçlendirme çalışmalarını yaparak, Beşiktaş’ımızı olası afetlere karşı korumak. Kentimiz için yaptığımız bu yatırımla sadece bugünü değil, geleceği de düşünerek, ilçemizi daha güvenli bir yer haline getirmeyi hedefliyoruz. Bu nedenle, tüm Beşiktaşlıların bu çalışmalara destek olmasını ve bu konuda duyarlı olmasını istiyorum.

Halkımızın güvenliği ve refahı için elimizden gelenin en iyisini yapacağız. Sizlerin desteği ve katkılarıyla daha da güçlenerek, Beşiktaş’ımızı daha yaşanabilir bir kent haline getirmeye devam edeceğiz.”

Kaynak: https://www.gazetekritik.com/yerel/besiktas-belediyesi-deprem-risk-analizine-basladi-h169121.html

Manisa jandarmasından huzur operasyonu

Manisa İl Jandarma Komutanlığı tarafından il genelinde yapılan huzur operasyonunda 40 kişi gözaltına alındı.
Manisa İl Jandarma Komutanlığınca 15 Haziran günü, 10.00-15.00 saatleri arasında eş zamanlı olarak icra edilen faaliyetlerine 398 personel katıldı.
Uygulamalarda 5 bin 191 şahıs sorgulanırken 40 şahıs yakalanarak adli makamlara sevk edildi. Şüphelilerin üzerinde yapılan üst aramalarında 54 gram esrar, 64 adet sentetik hap, 3 adet av tüfeği, 1 adet kuru sıkı tabanca, 1 adet tabanca şarjörü ele geçirildi.

Kaynak: https://www.manisadagundem.com/asayis/manisa-jandarmasindan-huzur-operasyonu-h46058.html

Başkan Kayda: “Salihli’nin yağmur suyu çilesine son verdik”

Salihli Belediye Başkanı Zeki Kayda, Manisa Büyükşehir Belediyesi işbirliğinde 2017 yılında başlayıp 2019 yılında tamamlanan toplam 32 kilometrelik yağmur suyu projesi ile ilçede her yağmurdan sonra yaşanan su baskını çilesine son verdiklerini söyledi.
Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, geçtiğimiz gün Manisa genelinde metrekareye 31.8 kilogram ile en çok yağışın düştüğü ilçenin Salihli olduğunu hatırlatan Başkan Kayda, yağmur suyu hattı sayesinde şehir merkezinde aşırı yağışlar nedeniyle hiçbir olumsuzluğun yaşanmadığını söyledi.
Şehir merkezindeki cadde ve sokaklara döşenen 32 kilometre uzunluğundaki yağmur suyu hattı ile ilçenin kanayan yarası olan yağmur suyu çilesine Manisa Büyükşehir Belediyesi işbirliğinde son verdiklerini vurgulayan Başkan Kayda, “2014 yılından bugüne kadar yaptığımız hizmetler ve hazırladığımız projeler ile güzel şehrimize büyük yatırımlar kazandırdık. Bunlardan birisi de yağmur suyu projemiz. Büyükşehir ve Belediyemiz işbirliğinde tamamladığımız, o günkü değeri 30 milyon lira olan 32 kilometrelik Yağmur Suyu Projesi ile Salihli’mizi yıllardır yaşadığı yağmur suyu çilesinden kurtardık. Büyükşehir Belediye Başkanımız Cengiz Ergün’e çalışmalar sırasında bizlere verdiği desteklerden dolayı hemşehrilerim adına teşekkür ediyorum” dedi.

Kaynak: https://www.manisadagundem.com/manisa/baskan-kayda-salihlinin-yagmur-suyu-cilesine-son-verdik-h46051.html

Manisa’da Jandarma Teşkilatının 184’üncü kuruluş yıl dönümü

Jandarma Teşkilatının 184’üncü kuruluş yıl dönümü Manisa’da düzenlenen çeşitli etkinliklerle kutlandı.
Etkinlikler çerçevesinde sabah saatlerinde, Manisa İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Zafer Tombul ve İl Jandarma Komutanlığı personelinin katılımı ile Manisa Cumhuriyet Meydanı Atatürk büstüne çelenk sunumu gerçekleştirildi. Daha Sonra Tuğgeneral Zafer Tombul, beraberindeki heyetle birlikte Manisa Valisi Yaşar Karadeniz’i makamında ziyaret etti. Ziyarette İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Zafer Tombul, il genelinde jandarmanın yürüttüğü çalışmalara ilişkin Vali Karadeniz’e bilgi verdi. Vali Karadeniz, de Jandarma Teşkilatının kuruluşunun 184. yıl dönümünü kutlayarak, “Jandarma tüm coğrafyamıza hâkim olan belki de tek kamu kuruluşudur. Dolayısıyla yapmış olduğu hizmet ülkemizin her bir metre karesi açısından oldukça önemlidir. Terörle mücadelede, bağımlılıkla mücadelede, şahsa ve mala karşı işlenen suçlarda dimdik ayakta durmak adına canı pahasına mücadele veren bir teşkilatımız. Onun için bugün jandarmamız oldukça güçlü. Ülkemizin her tarafında tüm suçlarla mücadele edecek hem teknik teçhizat, araç gereç kapasitesine sahip hem de yetişmiş insan kapasitesine sahip. Bu anlamda bizim gururumuz, yüz akımız. Fedakarca yapmış olduğunuz çalışmalardan dolayı hepinize teşekkür ediyor, görevlerinizde başarılar diliyorum” dedi.

Kaynak: https://www.manisadagundem.com/manisa/manisada-jandarma-teskilatinin-184uncu-kurulus-yil-donumu-h46034.html

İmanı vasiyet bırakan A'zam İmam: Ebu Hanife

İslâm hukuk sisteminin ve ictihat metotlarının gelişmesinde önemli katkıları bulunan Sünnî fıkhının büyük üstadı, Hanefî mezhebinin önderi İmam-ı Âzam Ebu Hanife’nin tam adı, Nu’man b. Sabit b. Zûta b. Mah’tır (v. 150/767). Aslen Fars ya da Türk asıllı olduğu rivayet edilen müctehidin Ebu Hanife şeklinde anılmasının, herhangi bir evladının ona nispet edilmesi sebebiyle değil; Iraklılar arasında “Hanife” adı verilen bir tür yazı hokkasını yanında taşıması yahut kelimenin sözlük manası itibarıyla haktan ve istikametten ayrılmayan bir duruş sergilemesinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Binaenaleyh “Ebu Hanife” ifadesinin bir künye olarak değil bilakis bir sıfat ve lakap minvalinde kullanıldığı anlaşılmaktadır.1

Akıcı bir dil, güçlü bir mantık yetisi ve kıvrak bir zekâya sahip olan İmam, devrinin önde gelen etkin hatiplerinden biriydi. Varlıklı bir zümreye mensup olan Ebu Hanife, ilim tahsil etmeye başlamadan önce Amr b. Hureys Caddesi’nde ticaretle iştigal etmekte ve aile mesleğini devam ettirmekteydi. Ancak daha sonra ilmî çalışmalara meyleden Ebu Hanife, sarf, nahiv ve şiirle ilgilenmesinin yanı sıra muhtelif müderrislerin ders halkalarına dâhil olmaya başlayarak devrin gözde tedris merkezi Kûfe’de ilim yolculuğuna başladı.

İmam Şa’bi’den (v.104/722) kelam, akaid, cedel, münazara gibi ilimleri öğrenerek Kur’an-ı Kerim hıfzını genç yaşta tamamlayan Ebu Hanife, Enes b. Malik, Abdullah b. Ebi Evfâ, Sehl b. Saide gibi sahabelerden hadis dinlemiş olması hasebiyle tabiîn ulemasından sayılmaktadır. İmam-ı Âzam’ın, asıl hocası Kûfe re’y ekolünün üstadı olarak kabul edilen Hammad b. Süleyman’dır (v.120/738). Hammad’ın öğrencisi olması akabinde amelî fıkıh alanında iyice derinleşen ve bu alanda âdeta bir otorite hâline gelen Ebu Hanife, tasavvuftan hadise, belağattan edebiyata çeşitli alanlarda dersler almıştır.

Taklit değil tahkik

Ömrünün elli iki yılını Emeviler, on sekiz yılı Abbasiler döneminde geçiren Ebu Hanife, kaynaklarda kanaatkâr, cömert, takva sahibi, güvenilir, ticarî işlem ve beceri yeteneklerine sahip biri olarak tasvir edilmektedir. Ders ve ilim halkalarında karşıt görüşleri göz ardı etmek yerine bilakis reddiyeleri dikkatle dinleyerek ictihadî yöntem ve araştırmalara imkân tanımakta mezhep taassubu yerine ifade özgürlüğüne bezenmiş bir istikameti hedeflemektedir.2 Onun ilmî yönü, tüm bu güzel hasletleriyle mezcedilmiş bir biçimde kuvvetli delillere dayanarak kendini göstermektedir.

İmam, devrinde ortaya çıkan sapkın ve bidat ehli fırkalarla mücadele etmiş, tertip edilen münazaralar vesilesiyle karşısındaki bâtıl görüşlere galip gelmiştir. Akıl ve nakil arasında mutedil bir dengeyle hüküm veren müctehit, kullandığı yöntem ve benimsediği tavırlarıyla kendinden sonra adına izafe edilerek oluşacak olan Hanefî mezhebinin genel ilkelerini tesis etmiştir.

Gerek ilmî gerekse ahlakî olarak eşine ender rastlanan bir İslâm âlimi olan İmam-ı Azam Ebu Hanife, Bağdat’ta vefat etmiştir. Mezhebi dünyanın büyük bir kısmına yayılan önderin “el-Müsned”, “el-Vasiyye”, “el-Fıkhu’l Ekber”, “el-Fıkhu’l Ebsat”, “el-Âlim ve’l Müteallim”, “er-Risale” gibi kıymetli eserleri bulunmaktadır.

“El- Vasiyye”lere dair

Geride bıraktığı hazinelerden “el-Vasiyye”, Peygamberin vefatının ardından iman-amel ilişkisinin, ahiret konularının, kader mefhumunun ve inanç esaslarına dair tartışılan konuların ilk defa incelendiği bir eser olması hasebiyle öne çıkmaktadır.

Ebu Hanife’ye birisi genel, üçü özel olmak üzere dört adet farklı “el-Vasiyye” nispet edilmektedir.3 Bu “el-Vasiyye”lerden genel olanı, Ebu Hanife’nin ölüm hastalığına yakalandığında etrafındaki sevenlerine itikadî konularda yaptığı telkinlerden oluşmaktadır. Ona nispet edilen özel “el-Vasiyye”lerden iki tanesi, öğrencilerinden İmam Yusuf ve Yusuf b. Halid es-Semtî’ye, üçüncüsü ise hem öğrencisi hem de oğlu olan Hammad’a yönelik tavsiyeleridir.4 Burada ele alınacak eser, en genel manada Ebu Hanife’ye nispet edilen inanç esaslarına dair bilgilerden oluşan risalesidir.

İman esaslarına dair ilk risale: El-Vasiyye

Tam adı “Vasiyyetu’l İmam Ebi Hanife” olan risale, imanın unsurlarını ve imanla amel arasındaki ilişkiyi anlatmakla başlamaktadır. İnanmak kalbî bir tasdik gerektirmektedir. İmanda herhangi bir artma yahut azalma olmaması sebebiyle günah işlemiş olmak, Kelime-i Şehadeti yürekten benimsemiş biri için kalbî tasdiki ortadan kaldırmamaktadır. Dolayısıyla bu durum, iman etmekle fiiliyata dökülmüş amelin birbirlerinden farklı iki unsur olduğunu ortaya koymakta ve ameli terk etmenin imanı da terk etme anlamına gelmediğini kanıtlamaktadır. Ancak burada menfî amelin iman dairesinden çıkarmıyor oluşunu, fiilin iman üzerinde mutlak bir etkiye sahip olmadığı şeklinde anlamak doğru değildir. Bilakis amel, imanın bir semeresi/meyvesi olarak nitelendirilmektedir.5

Risalede ele alınan bir diğer konu “Kader” mefhumudur. Hayır da şer de Allah’ın takdiriyle gerçekleşmektedir. Farz olan hususlar Allah’ın emir ve rızasıyla meydana gelmekte, fazilet türünden nafileler O’nun ilmi ve dilemesiyle hâsıl olmakta, masiyet ise Allah’ın muhabbetinin, emrinin ve rızasının olmadığı durumlarda tahakkuk etmektedir. Bu noktada kişinin kendine çizeceği yolda, hangi sapaktan devam edeceğine karar verebilmesi için irade sahibi olarak yaratıldığı unutulmamalıdır. Yaratıcının icbaren bir fiile yönlendirmediği yahut kulun tamamen kendi fiilinin ortaya çıkarıcısı olmadığını söylemek gerekmektedir.

Allah, elbette ki ezelden mahlûkatın neler yapacağını bilmektedir zira aksi bir durum Kâdir-i Mutlak bir yaratıcı için tasavvur dahi edilememektedir. Ancak burada izah edilmesi gereken nokta, kişinin hayır talebinde bulunduğu vakit onun için hayrın yaratılacak olduğu, şer talebinde bulunduğu vakit ise şerrin yaratılacak olduğudur.  “Her insanın sorumluluğunu omzuna yükledik. Kıyamet gününde insana, açılmış vaziyette önüne konulacak olan bir kitap çıkaracağız.”6

Risalenin diğer bir kısmında sahabelerin faziletleri, münker-nekir melekleri, kullara ait iradî fiillerin mahlûk oluşu, kabir azabı, cennet-cehennemin hâlen mevcudiyeti, ruyetullah gibi konular ele alınmaktadır.

İman dairesine yönelerek salih bir niyetle yola çıkmak şüphesiz ki yolların en güzelidir. Ancak her güzellikte bulunduğu gibi bu yolda da imtihanların mevcudiyeti dikkate alınmalıdır. İmam-ı Azam Ebu Hanife’nin “el-Vasiyye” adlı risalesinde iman-amel ilişkisine dikkat çekmesi, ahiret ve nübüvvet konularının nasıl anlaşılması gerektiğini belirtmesi, ehl-i sünnet çizgisinin muhtevasına dair anekdotları açıklaması sırat-ı müstakim üzerindeki bâ tıl cihetlerin izlerini silik hâle getirmiştir. Zira insanın içindeki iman nuru ne kadar güçlü ve aydınlık ise etrafındaki yalancı ışıkları fark etme ihtimali de o derece az olacaktır.

“İman, insanın irade-i cüziyyesini sarf ettikten sonra Allah’ın kalbine bıraktığı bir nurdur.”7

Büşra Çakırhan

Dipnotlar:

1 Uzunpostalcı, Mustafa, “Ebu Hanife”, DİA

2 Kurt, Hasan, “İmam-ı Azam Ebu Hanife’nin Beş Eserinde İmanla İlişkili Temel Kavramlar”, O.M.Ü.İ.F. Dergisi, Samsun 2011

3 Ünal, İsmail Hakkı, “İmam Ebu Hanife’nin Hadis Anlayışı ve Hanefî Mezhebinin Hadis Metodu”, D.İ.B. Yayınları, 3. Baskı, Ankara 2010, s. 26

4 Akdağ, Eyyup, “Ebu Hanife’ye Nispet Edilen el-Vasiyye Adlı Eserin Kastamonu İl Halk Kütüphanesi’nde Bulunan Yazma Nüshalarının Değerlendirilmesi”, IV. Uluslararası Şeyh Şabân-ı Velî Sempozyumu, Hanefîlik-Mâturîdîlik, Kastamonu 2017

5 Öz, Mustafa, “el-Vasiyye”, DİA

6 İsra Suresi, 13

7 Taftazanî
Kaynak: https://www.dunyabizim.com/portre/imani-vasiyet-birakan-a-zam-imam-ebu-hanife-h44333.html

Tanju Özcan: Genel başkanlık görevinden kaçınmam

CHP’den 1 yıl süreyle, geçici olarak ihraç edilen Özcan, cezasının bugün saat 17.00 itibarıyla sona ereceğini açıkladı. Özcan, geçici ihraç cezasının sona ermesiyle ilgili, “Resmi üyeliğim Yargıtay’a gönderilecek. Benim herhangi bir başvuru yapmama gerek yok. Ayın 13’ünde verilmişti, ayın 12’si itibariyle cezam bitiyor. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na partimiz genel sekreterliği tarafından yazı yazılacak ve tekrar asil üyelik sıfatını kazanmış olacağım” diye konuştu.

“İmamoğlu bu görevden kaçmamalı”

Özcan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, yapılması planlanan kurultayda, değişimden yana olan isimler arasında yer aldığını da açıkladı. Kamuoyunda CHP’yi yönetebilecek en güçlü isim olarak Ekrem İmamoğlu’nu gördüğünü ifade eden Özcan, şunları söyledi:

“Gerçekten partiyi düşünen insanlar bu değişimin kaçınılmaz olduğunun farkına vardı. Teker teker açıklamalarıyla bunu kamuoyunun gündemine taşıyorlar. Burada amaç Sayın Genel Başkanı da kırmadan çekilmesini sağlamak. Bu sadece genel başkan değişimi ile de yeterli kalmamalı. Tüzük değişikliği yapılmalı, parti programı yeniden yazılmalı. Çünkü çok eski bir program. Yeni kadrolarla yola devam edilmeli ve CHP’nin net çizgileri olmalı. Biz altılı masayı toplayarak herkese benzemeye çalıştık ama hiç kimseye benzeyemedik. Şu an kamuoyunda en güçlü isim Ekrem İmamoğlu. İmamoğlu bu görevden kaçmamalıdır, ben kaçmayacağını ümit ediyorum. Onun dışında CHP’yi yönetebilecek genç, nitelikli arkadaşlarımız da var.” 

“Benim derdim parti, benim derdim ülkem”

Kılıçdaroğlu’nun karşısına kimsenin aday çıkmaması halinde aday olabileceğini belirten Özcan, şöyle devam etti:

“Bu cesareti kimse gösteremezse eğer üzerimize vazife düşerse biz böyle bir siyasi hareketten ben şahsım adına kaçmam. Benim derdim ben değil. Benim derdim parti, benim derdim ülkem. Parti elden gidiyor, ülke elden gidiyor. Bu aşamada en çok bu gömleği giymek Ekrem İmamoğlu’na yakışır. Onun dışında alternatif isimler var. Ama bunların hiçbiri, ‘biz yokuz’ derse, siyasi tarih de, ‘bu görevi sana yüklüyorum’ derse, ben kaçınmam. Hukuki bir engel olmadığını da düşünüyorum. Burada hukuki engel çıkartmak, hukuki engel çıkarmak isteyenlerin lehine olmaz. Benim ilk tercihim Ekrem İmamoğlu, halkın tercihi Ekrem İmamoğlu. Sayın Genel Başkan’ın da bir ağabeylik, bir büyüklük yapmasını kendisinden bekliyoruz. Bu değişim sıkıntılı olmamalı.”

“Partiye kayyum atanmasından endişe ediyorum”

Özcan, kurultayı tamamlama süresinin temmuz ayında sona erdiğini ve gecikme nedeniyle partiye kayyum atanmasından endişe duyduğunu vurguladı. Özcan, şöyle konuştu:

“Bir de şöyle bir sıkıntı var. Bunu çok fazla kişi dillendirmiyor ama biz 20 Temmuz 2020’de kurultayımızı yaptık. Siyasi Partiler Kanunu’na göre kurultaylar 2 yılda bir yapılır. Partide yetkili organlar, CHP’de ise Parti Meclisi bunu 1 yıl süreyle uzatabilir. Ama 3 yılın sonunda hiçbir şekilde uzatma şansımız yok. Bizim kurultayımızı temmuz ayında tamamlamamız gerekiyordu. Bir partili Türkiye’nin herhangi bir yerinde partiye kayyum atanması talebinde bulunmasından endişe ediyorum. Eğer böyle bir talepte bulunulursa ve mahkeme bunu kabul ederse CHP’nin başına kurultaya götürmek üzere bir kayyum heyeti atanabilir. Böyle de bir gelişme hepimizi üzer. Sayın Genel Başkan ve partinin şu anki yetkililerinin bu konuya da dikkatini çekmek istiyorum. Ben böyle bir şey yapmam. Ama bunu yapacak kişiye de hukuken niye yaptın diye sorulamaz. “

“Genel Başkanın söyledikleri bana çok komik geliyor”

Kılıçdaroğlu’nun tüzüğü demokratik hale getirip sonra tek adam rejimine dönüştürdüğünü söyleyen Özcan, şu ifadeleri kullandı:

“Sayın Genel Başkan, hiçbir yerde ben genel başkanlığa adayım demedi. CHP tarihinde hiçbir genel başkan, ‘ben genel başkanlığa adayım’ demez. Bireysel olarak, ‘ben adayım’ da diyemezsiniz. Sizi delegeler aday gösterir. Size bağlı olan MYK üyeleri il örgütleri ile çeşitli görüşmeler yapar, onlara bazı taahhütlerde bulunur ve onların bazı sorunlarını çözer. Bunun karşılığında onlar MYK üyelerine, Parti Meclisi üyelerine ve milletvekillerine imzaları teslim eder ve Kemal Kılıçdaroğlu’nu aday gösteriyoruz derler. Böylece genel başkan adayı olursunuz. Sayın Genel Başkan’ın o anlamda söyledikleri bana çok komik geliyor. Bazen de Parti Meclisimiz karar verir diyor. Kurultayda Parti Meclisi seçimleri yapıyoruz, çarşaf listeyle yapıyoruz ama genel başkan anahtar liste koyuyor. Diyor ki 52 kişi ve bilim kurulu içinde 12 aday gösteriyor. Bunlardan sekizini siz belirleyin diyor. Bir anlamda partide listesini kendi seçiyor. Zaten Parti Meclisi içinden MYK’yı kendi seçiyor. Önce tüzüğü demokratik hale Kılıçdaroğlu, sonra tek adam rejimine dönüştüren yine kendisi. Şimdi tekrar tüzük kongresinden bahsediyor. Bunlar ipe un sermek, zaman kazanmak. Sayın Genel Başkan’ın kazanacak zamanı olabilir ama Türkiye’nin kaybedecek zamanı yok.”  (DHA)

Kaynak: https://www.gazetekritik.com/gundem/tanju-ozcan-genel-baskanlik-gorevinden-kacinmam-h169089.html