Kategori arşivi: Son Dakika

Soğuk hava diğer hastalıklara yol açar mı?

Soğuk havanın kalp üzerindeki etkisini anlatan Kardiyoloji Uzm. Dr. Celal Kırdar, mevsimler arasında yaşanan ani ısı değişiklikleri sağlımızı etkileyebiliyor. Kış aylarında ve kışın en soğuk olduğu dönemlerde kalp krizi oranında artışlar görülmektedir. Soğuk havanın etkisi ile kan damarlarında büzüşme ve daralma olur. Bu daralma kalp ve damar sisteminde bazı sorunlara neden olur. Kalp vücuda oksijen bakımından zengin kanı pompalamak için daha fazla çalışmak zorunda kalır.

Soğuk hava diğer hastalıklara yol açar mı?

Soğuk havalar ile birlikte grip ve zatürre gibi hastalıkların görülme olasılığı arttığını belirten Kırdar, “ Bu tür hastalıklar özellikle kronik kalp hastalığı olanlarda çok ağır seyretmekle birlikte kalp yetersizliği hastalarının stabil olan durumunun bozularak hastaneye yatmalarına ve hatta ölüme kadar ilerleyebilir. Kronik hastalığı olan hastaların grip ve zatürre aşılarını yaptırmaları bu riskin azalmasında çok önemlidir.” sözleriyle grip ve zatürre aşılarının yapılmasının önemine dikkat çekti.

Kalp hastalarında ne oluyor?

Kırdar, soğuk havanın kalp hastalarındaki etkisini şöyle anlattı;

“Kalp hastalarında eğer vücut sıcaklığınız düşerse kalbimiz bu sıcaklığı sağlaması için organlarımız ve kolumuz, bacağımız, bütün kaslarımız daha çok çalışmak zorunda kalır, kalbi hızlandırır, daha fazla kan göndermek için, daha fazla çalışır ve sonunda yorgun düşebilir. Sağlıklı kişide belki bu hiçbir soruna yol açmayabilir ancak kalp yetmezliği olan koroner arter hastalığı, hipertansiyonu olan kişilerde bu kalbi zorlayan bir etkendir.

Soğuk havalarda kalp sağlığını korumak için önerileriniz nelerdir;

1.Yürüyüş için öğlen saatlerini tercih edin.

2.Göğsün ön bölgesine soğuk havanın direkt gelmesini engelleyin, montunuzun önünü kapalı tutun

3.Dışarı çıkarken boyun bölgesini içine alacak kaşkol gibi aksesuarlar kullanın.

4.Kalın ve sıcak tutacak kıyafetler giyin.

5.Bağışıklık sistemini kuvvetlendirecek gıdalar tüketin.

6.Düzenli beslenmeye ve sıvı alımına özen gösterin.

Kahraman bir asker olması niyetiyle oğullarına Ömer Halis ismini verdiler

Odunpazarı ilçesi Çankaya Mahallesinde yaşayan Nuri Demir ve Ece Demir çifti yeni doğan bebeklerine 15 Temmuz 2016’da hain darbe girişiminde bulanan işgalcilere karşı duran kahraman şehit Astsubay Kıdemli Başçavuş Ömer Halisdemir’in ismini verdi. Bir yıldır evli olan Demir çifti, şehit asker Halisdemir’in adını çocuklarına verdikleri için gururlu olduklarını ve bu isimden dolayı şeref duyduklarını belirti. Demir çiftlerinden Nuri Demir, tır şoförlüğü yapmasından dolayı sürekli şehir dışına çıktığını ve şehidin memleketi Niğde’ye her gittiğinde sürekli şehidin mezarını ziyaret ve dua ettiğini ifade etti. Anne Ece Demir de bebekleri Ömer Halis Demir’in de ileriki yaşlarda asker olmasını temenni ettiğini söyledi. Demir ailesi ayrıca Şehit Ömer Halisdemir’in ailesine ulaşabildikleri takdirde bebek Ömer Halis ile birlikte ziyaret edip ellerini öpmek istediklerini dile getirdi.

“Ömer Halis ismi gurur taşıyan bir isimdir”

Aile babası Nuri Demir, Ömer Halis adını daha evlenmeden önce geleceklerini planlarken düşündüklerinden bahsetti. Şehidin isminin gurur taşıyan bir isim olduğuna vurgu yapan baba Demir, ”Yaklaşık bir yıldır evliyiz. Ömer Halis ismini sevgiliyken de düşünüyorduk. Yani evlendiğimiz zaman ilk çocuğumuz erkek doğarsa bu şeref duyacağımız ismi koymak istedik. Ömer Halis ismini koyduk, soyadımız de Demir olduğundan dolayı Ömer Halis Demir oluyor. 15 Temmuz’daki hain darbeden sonra ismini Ömer Halis koymak istedim. Çünkü bu ismi gurur taşıyan bir isimdir. Ailem şeref duydu, hepimiz duygulandık. Özellikle bu şeref duyduğumuz yiğidimiz, askerimiz, kardeşimiz Ömer Halisdemir’e mekânı cennet olsun diyoruz. Ailesine de başsağlığı diliyorum. Ömer Halisdemir mezarına bayağı çok gittim eskiden. Ailesiyle bir türlü tanışma fırsatımız olmadı ama ilerleyen zamanlarda Allah nasip kısmet ederse ailesine gitmeyi düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

“15 Temmuz’dan beri Ömer Halis ismi aklımdaydı”

Anne Ece Demir ise bebeklerine şehit asker Ömer Halisdemir’in isminin koyma hikâyesini şöyle anlattı;

“Eşimle ilk tanıştığımızdan beri zaten isminin Ömer Haliç Demir olmasını istiyorduk. Sürekli bunu konuşuyorduk kendi aramızda. Büyüdüğü zaman asker olması için onu teşvik edeceğim. 15 Temmuz darbesi olduğunda ben küçüktüm ama yine de hatırlıyorum, çok etkilenmiştik o zaman. Sürekli ağladığımı hatırlıyorum. O zamandan beri aklıma düşmüştü Ömer Halis ismi olarak. Ömer Halis Demir olarak koyacaktık, şansımıza soyadı tuttu ve soyadı ’Demir’ oldu. Ömer Halis ismini koyduk. Eşimin işi gereği o sık sık şehidin mezarına uğruyor ziyaret ediyor, dualarını eksik etmiyor. Ben fazla gidemiyorum oralara. O yüzden daha hiç uğrama fırsatım olmadı. Ailesiyle tanışmayı çok istiyoruz. İnşallah nasip olur, elini öptürmeyi isteriz. Askerimizin 35 kurşunla vurulması, o hain insanların hani onu o hale getirmesi çok duygusal bir olay. Konuşurken bile ağlamamak için zor duruyorum. Mekânı cennet olsun. Sürekli hamileyken de rüyalarımda falan görüyordum. Ömer Halis Demir ismini taşımasından gurur duyuyorum. Umarım o da büyüdüğünde Ömer Halisdemir gibi asker olur. Onun yolunda ilerler, vatanına, milletine saygılı, sevgili bir evlat olur. Onu çok seviyoruz” dedi.

Eskişehir için kuvvetli rüzgar uyarısı

Meteoroloji 3. Bölge Müdürlüğü tarafından yayınlanan hava tahmin raporuna göre, bölge genelinin parçalı ve çok bulutlu geçeceği, bu gece saatlerinden itibaren Bursa ve Kütahya’dan başlayacak olan yağmur ve sağanak yağışların sabah saatlerinden itibaren bölge geneline yayılacağı, yağışların Bursa ve Bilecik il geneli ile Kütahya’nın batı kesimlerinde yerel olarak kuvvetli olacağı tahmin ediliyor. Hava sıcaklığının Eskişehir, Kütahya ve Bilecik’te 3 ila 6 derece artması, Bursa da ise önemli bir değişiklik olmaması bekleniyor. Rüzgarın ise güney ve güneybatı, yer yer güneydoğu yönlerden orta kuvvette, Bursa, Bilecik, Kütahya ve Eskişehir’in batı kesimlerinde zaman zaman 40 ila 70 kilometre saat hızında kuvvetli eseceği öngörülüyor.

Öte yandan rüzgarın güney ve güneybatı (lodos) yönlerden Bursa, Kütahya, Bilecik ve Eskişehir’in batı kesimlerinde zaman zaman 40 ila 70 kilometre saat hızında esmesi beklendiğinden ağaç ve direk devrilmesi, çatı uçması, soba ve doğalgaz kaynaklı baca gazı zehirlenmeleri ile ulaşımda aksamalar gibi olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunması gerektiği konusunda uyarı yapıldı.

Eskişehir için kuvvetli rüzgar uyarısı

Meteoroloji 3. Bölge Müdürlüğü tarafından yayınlanan hava tahmin raporuna göre, bölge genelinin parçalı ve çok bulutlu geçeceği, bu gece saatlerinden itibaren Bursa ve Kütahya’dan başlayacak olan yağmur ve sağanak yağışların sabah saatlerinden itibaren bölge geneline yayılacağı, yağışların Bursa ve Bilecik il geneli ile Kütahya’nın batı kesimlerinde yerel olarak kuvvetli olacağı tahmin ediliyor. Hava sıcaklığının Eskişehir, Kütahya ve Bilecik’te 3 ila 6 derece artması, Bursa da ise önemli bir değişiklik olmaması bekleniyor. Rüzgarın ise güney ve güneybatı, yer yer güneydoğu yönlerden orta kuvvette, Bursa, Bilecik, Kütahya ve Eskişehir’in batı kesimlerinde zaman zaman 40 ila 70 kilometre saat hızında kuvvetli eseceği öngörülüyor.

Öte yandan rüzgarın güney ve güneybatı (lodos) yönlerden Bursa, Kütahya, Bilecik ve Eskişehir’in batı kesimlerinde zaman zaman 40 ila 70 kilometre saat hızında esmesi beklendiğinden ağaç ve direk devrilmesi, çatı uçması, soba ve doğalgaz kaynaklı baca gazı zehirlenmeleri ile ulaşımda aksamalar gibi olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunması gerektiği konusunda uyarı yapıldı.

Kuzey Ormanları'nda yeni bir çevre katliamı yolda

15 milyona yakın ağacın yok edildiği Kuzey Otoyolu Projesi, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, İstanbul Havalimanı’nın ardından Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden geçecek 120 kilometrelik Gebze-Çatalca demiryolu projesini duyurdu.

Dört yıllık proje 

Cumhuriyet’ten Şeyda Öztürk’ün haberine göre, ihalesi bu yıl, tamamlanması ise 2028’de beklenen projeyle birlikte alanda ayrıca birçok yol inşa edilecek. Bakan Uraloğlu’nun açıklamasına göre tren projesi kapsamında 29 viyadük, 11 aç-kapa yapısı ve 21 tünel yapılacak.

Uraloğlu, “Gebze-Çatalca demiryolu güzergâhı, Marmaray hattının Çayırova mevkisinden ayrılarak, Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan sonra kuzeye yönelerek, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü geçerek İstanbul Havalimanı’na ulaşıyor ve devamında Halkalı-Kapıkule hattına bağlanıyor” dedi. Çevreciler projeye ilişkin, “İstanbul’un nefesini ve su kaynağını yok etmeye devam ediyorlar” uyarısında bulundu.

Kuzey Ormanları Savunması’nın sosyal medya hesabında da “Kuzey Ormanları’na yeni yıkım ‘müjdesi’. Ulaştırma ve altyapı bakanı, 3. Köprü’den geçecek demiryolunun 120 km uzunluğunda olacağını, hatta yük ve yolcu taşıması yapılacağını ifade etti. Kuzeyde orman kalmayana kadar devam…” mesajı paylaşıldı.

“Tek bir ağaca bile dokunulmamalı”

Konuya ilişkin Cumhuriyet’e açıklamalarda bulunan Kuzey Ormanları Savunması’ndan Başar Alipaça, Kuzey Ormanları’nda 10 yıl içerisinde ikinci yıkımın yapılacağına dikkat çekti.

Mega projelerin İstanbul’un kuzeyini beton ve asfalta boğduğunu vurgulayan Alipaça, “Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Kuzey Marmara Otoyolu ve İstanbul Havalimanı’nın açtığı derin yaralar hâlâ İstanbul kuzeyini betona ve asfalta çevirmeye devam ederken bunun üzerine bir yara daha açmak Kuzey Ormanları’nın en önemli mevkilerinin büyük ölçüde tamamen yok olmasına sebep olmak demektir” ifadelerini kullandı.

Kuzey Ormanları’nın İstanbul’u kuraklık başta olmak üzere doğal afetlere karşı koruyacak tek savunma gücü olduğunu söyleyen Alipaça şöyle konuştu:

“Kuzey Ormanları ve kırsalında katı bir inşaat yasağı getirilmesi gerekirken, iktidar küresel sermaye güçlerine hareket kolaylığı sağlayacağım diyerek yine kendi ormanlarında yıkım yapmaya hazırlanmaktadır. İstanbul temiz hava ve suyunu karşıladığı ormanların en az beşte birini kaybetmiş ağır hasta bir şehir durumdadır. İstanbul’un daha fazla ‘çılgın’ projeye değil, yaralı da olsa önemli büyüklükteki orman varlığını korumaya ihtiyacı vardır. Buranın yakın bir gelecekte yaşanmaz bir şehir haline gelmemesi için değil bir yara daha açmak, tek bir ağaca daha dokunulmamalıdır.”

Kuzey Ormanları'nda yeni bir çevre katliamı yolda

15 milyona yakın ağacın yok edildiği Kuzey Otoyolu Projesi, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, İstanbul Havalimanı’nın ardından Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden geçecek 120 kilometrelik Gebze-Çatalca demiryolu projesini duyurdu.

Dört yıllık proje 

Cumhuriyet’ten Şeyda Öztürk’ün haberine göre, ihalesi bu yıl, tamamlanması ise 2028’de beklenen projeyle birlikte alanda ayrıca birçok yol inşa edilecek. Bakan Uraloğlu’nun açıklamasına göre tren projesi kapsamında 29 viyadük, 11 aç-kapa yapısı ve 21 tünel yapılacak.

Uraloğlu, “Gebze-Çatalca demiryolu güzergâhı, Marmaray hattının Çayırova mevkisinden ayrılarak, Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan sonra kuzeye yönelerek, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü geçerek İstanbul Havalimanı’na ulaşıyor ve devamında Halkalı-Kapıkule hattına bağlanıyor” dedi. Çevreciler projeye ilişkin, “İstanbul’un nefesini ve su kaynağını yok etmeye devam ediyorlar” uyarısında bulundu.

Kuzey Ormanları Savunması’nın sosyal medya hesabında da “Kuzey Ormanları’na yeni yıkım ‘müjdesi’. Ulaştırma ve altyapı bakanı, 3. Köprü’den geçecek demiryolunun 120 km uzunluğunda olacağını, hatta yük ve yolcu taşıması yapılacağını ifade etti. Kuzeyde orman kalmayana kadar devam…” mesajı paylaşıldı.

“Tek bir ağaca bile dokunulmamalı”

Konuya ilişkin Cumhuriyet’e açıklamalarda bulunan Kuzey Ormanları Savunması’ndan Başar Alipaça, Kuzey Ormanları’nda 10 yıl içerisinde ikinci yıkımın yapılacağına dikkat çekti.

Mega projelerin İstanbul’un kuzeyini beton ve asfalta boğduğunu vurgulayan Alipaça, “Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Kuzey Marmara Otoyolu ve İstanbul Havalimanı’nın açtığı derin yaralar hâlâ İstanbul kuzeyini betona ve asfalta çevirmeye devam ederken bunun üzerine bir yara daha açmak Kuzey Ormanları’nın en önemli mevkilerinin büyük ölçüde tamamen yok olmasına sebep olmak demektir” ifadelerini kullandı.

Kuzey Ormanları’nın İstanbul’u kuraklık başta olmak üzere doğal afetlere karşı koruyacak tek savunma gücü olduğunu söyleyen Alipaça şöyle konuştu:

“Kuzey Ormanları ve kırsalında katı bir inşaat yasağı getirilmesi gerekirken, iktidar küresel sermaye güçlerine hareket kolaylığı sağlayacağım diyerek yine kendi ormanlarında yıkım yapmaya hazırlanmaktadır. İstanbul temiz hava ve suyunu karşıladığı ormanların en az beşte birini kaybetmiş ağır hasta bir şehir durumdadır. İstanbul’un daha fazla ‘çılgın’ projeye değil, yaralı da olsa önemli büyüklükteki orman varlığını korumaya ihtiyacı vardır. Buranın yakın bir gelecekte yaşanmaz bir şehir haline gelmemesi için değil bir yara daha açmak, tek bir ağaca daha dokunulmamalıdır.”

Cami tuvaletinde ölü bulundu

Manisa’nın Yunusemre ilçesinde bir kişi cami tuvaletinde ölü bulundu.
Olay, bugün öğle saatlerinde ilçeye bağlı Kuyualan Camii tuvaletinde meydana geldi. Öğle namazı için camiye gelen cemaat, tuvalet içerisinde Vahit Arslan’ı (53) yerde hareketsiz halde gördü. İhbar üzerine bölgeye acil sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Sağlık ekipleri yaptığı kontrolde Arslan’ın olay yerinde hayatını kaybettiğini tespit etti. Arslan’ın cenazesi otopsi yapılmak üzere Manisa Merkezefendi Devlet Hastanesi morguna kaldırılırken, ölüm sebebi yapılacak otopsinin ardından belirlenecek.

CHP:ŞEHİTLERİMİZİN YASINI TUTUYOR, TERÖRÜ LANETLİYORUZ

İşte CHP’den yapılan o açıklama:

ŞEHİTLERİMİZİN YASINI TUTUYOR, TERÖRÜ LANETLİYORUZ

Ülke olarak dün akşam Irak’ın kuzeyindeki Pençe – Kilit Harekat Bölgesinden gelen şehit haberleri ile yine kahrolduk. 22-23 Aralık 2023 geceleri PKK terör örgütünün saldırıları sonucu şehit olan 12 evladımızın acısı milletimizin yüreğinde çok tazeyken, bir başka saldırıda 9 askerimizi şehit vermenin derin üzüntüsünü yaşıyoruz.

Şehit olan askerlerimize Allah’tan rahmet, acılı ailelerine ve milletimize başsağlığı, yaralanan askerlerimize acil şifalar diliyoruz. PKK terör örgütünü ve terörist saldırılarını lanetliyoruz. Terör örgütleri asla amaçlarına ulaşamayacaktır!

22-23 Aralık 2023’te yaşanan saldırıların ardından sorduğumuz sorular hala yanıtlanmamış, iktidar sorumluluğunu yerine getirmemiş, önlem almamış, kara haberlerin gelmesini engelleyememiştir. Dün gelen acı haberler, milletimizin endişelerini artırmıştır. O gün sorduğumuz soruları hatırlatıyoruz:

20 aydır süren Pençe – Kilit harekatının siyasi ve askeri hedefleri, bu hedeflere ulaşılma durumu nedir?
Bölgede teröristlerin faaliyetlerine ilişkin istihbarat temininde zafiyet var mıdır?
Teröristlerin saldırıları, üs bölgelerinin mevsimsel koşullara karşı yeterli korumaya ve gerekli tahkimata sahip olmaması sebebiyle mi önlenemiyor?
İnsansız hava araçlarının mevsimsel koşullar nedeniyle uçamadığı durumlarda gözetleme zafiyetini giderecek ilave tedbirler alınıyor mu?
Üs bölgelerinin termal kamera vb. gözetleme sistemleri nicelik ve nitelik olarak yeterli mi? Yetersizse neden hızla giderilmiyor?
Özellikle ‘altın saat’ olarak tabir edilen süre içinde sağlık desteği ve tıbbi müdahale için imkân ve kabiliyetler yeterli mi? Askeri sağlık sisteminin ilga edilmesinin bu zafiyetteki payı nedir?

Vatanımızın dört bir yanına bayrağımıza sarılı şehit cenazeleri gelmekte ve görülüyor ki, iktidar partisi, Mehmetçiklerimizin güvenliğini tam olarak sağlayamamaktadır.

Suudi Arabistan Kralı’nın yaşamını yitirmesinde üç günlük milli yas ilan edenlerin, şehitlerimiz için milletimizin bu çağrısını duymazdan gelmelerini unutmamız mümkün değildir.

Son dönemde yoğunluğu artan terörist saldırılarda kötü ve şahsi yönetilen dış politikanın etkileri olduğu açıktır. Köklü hariciye geleneğimizi reddetmeyen, ulusal çıkarlarımızı ve güvenliğimizi önceleyen akılcı bir dış politika anlayışına hızla dönülmelidir.

Bu saldırıların neden engellenemediği, gerekli önlemlerin alınıp alınmadığı, sorumluların ihmali olup olmadığı derhal açıklığa kavuşturulmalıdır. İktidarın partimizce dile getirilen soruları ve çağrılarını aymazlıkla siyaset ve provokasyon malzemesi yapmasıyla bu sorun çözülemez.  Milletimizin, bir vatan evladını daha yitirmeye tahammülü kalmamıştır. Hain saldırıların neden engellenemediği konusunun açıklığa kavuşturulmaması şehitlerimizin anısına saygısızlık, ülkemiz için ise bir milli güvenlik sorunudur.

AKP iktidarında terk edilmiş olsa da önemli devlet politikalarının belirlenişi ile takip edilişi sürecinde düzenli olarak ve böylesi yakıcı olaylarda acilen, başta ana muhalefet partisi olmak üzere siyasi partilerin yürütme tarafından bilgilendirilmesi bir devlet geleneğidir. Bugünden başlayarak, bu uygulamaya geri dönülmelidir. Ayrıca, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bu gündemle toplanması ve milletimizin bilgilendirilmesi çağrımızı yineliyoruz.

Cumhuriyet Halk Partisi olarak ülkemizin ve milletimizin bölünmez bütünlüğü, askerlerimizin güvenliği için üstümüze düşenleri yapmaya kararlılıkla devam edeceğiz.

Hepimizin başı sağ olsun.

CHP:ŞEHİTLERİMİZİN YASINI TUTUYOR, TERÖRÜ LANETLİYORUZ

İşte CHP’den yapılan o açıklama:

ŞEHİTLERİMİZİN YASINI TUTUYOR, TERÖRÜ LANETLİYORUZ

Ülke olarak dün akşam Irak’ın kuzeyindeki Pençe – Kilit Harekat Bölgesinden gelen şehit haberleri ile yine kahrolduk. 22-23 Aralık 2023 geceleri PKK terör örgütünün saldırıları sonucu şehit olan 12 evladımızın acısı milletimizin yüreğinde çok tazeyken, bir başka saldırıda 9 askerimizi şehit vermenin derin üzüntüsünü yaşıyoruz.

Şehit olan askerlerimize Allah’tan rahmet, acılı ailelerine ve milletimize başsağlığı, yaralanan askerlerimize acil şifalar diliyoruz. PKK terör örgütünü ve terörist saldırılarını lanetliyoruz. Terör örgütleri asla amaçlarına ulaşamayacaktır!

22-23 Aralık 2023’te yaşanan saldırıların ardından sorduğumuz sorular hala yanıtlanmamış, iktidar sorumluluğunu yerine getirmemiş, önlem almamış, kara haberlerin gelmesini engelleyememiştir. Dün gelen acı haberler, milletimizin endişelerini artırmıştır. O gün sorduğumuz soruları hatırlatıyoruz:

20 aydır süren Pençe – Kilit harekatının siyasi ve askeri hedefleri, bu hedeflere ulaşılma durumu nedir?
Bölgede teröristlerin faaliyetlerine ilişkin istihbarat temininde zafiyet var mıdır?
Teröristlerin saldırıları, üs bölgelerinin mevsimsel koşullara karşı yeterli korumaya ve gerekli tahkimata sahip olmaması sebebiyle mi önlenemiyor?
İnsansız hava araçlarının mevsimsel koşullar nedeniyle uçamadığı durumlarda gözetleme zafiyetini giderecek ilave tedbirler alınıyor mu?
Üs bölgelerinin termal kamera vb. gözetleme sistemleri nicelik ve nitelik olarak yeterli mi? Yetersizse neden hızla giderilmiyor?
Özellikle ‘altın saat’ olarak tabir edilen süre içinde sağlık desteği ve tıbbi müdahale için imkân ve kabiliyetler yeterli mi? Askeri sağlık sisteminin ilga edilmesinin bu zafiyetteki payı nedir?

Vatanımızın dört bir yanına bayrağımıza sarılı şehit cenazeleri gelmekte ve görülüyor ki, iktidar partisi, Mehmetçiklerimizin güvenliğini tam olarak sağlayamamaktadır.

Suudi Arabistan Kralı’nın yaşamını yitirmesinde üç günlük milli yas ilan edenlerin, şehitlerimiz için milletimizin bu çağrısını duymazdan gelmelerini unutmamız mümkün değildir.

Son dönemde yoğunluğu artan terörist saldırılarda kötü ve şahsi yönetilen dış politikanın etkileri olduğu açıktır. Köklü hariciye geleneğimizi reddetmeyen, ulusal çıkarlarımızı ve güvenliğimizi önceleyen akılcı bir dış politika anlayışına hızla dönülmelidir.

Bu saldırıların neden engellenemediği, gerekli önlemlerin alınıp alınmadığı, sorumluların ihmali olup olmadığı derhal açıklığa kavuşturulmalıdır. İktidarın partimizce dile getirilen soruları ve çağrılarını aymazlıkla siyaset ve provokasyon malzemesi yapmasıyla bu sorun çözülemez.  Milletimizin, bir vatan evladını daha yitirmeye tahammülü kalmamıştır. Hain saldırıların neden engellenemediği konusunun açıklığa kavuşturulmaması şehitlerimizin anısına saygısızlık, ülkemiz için ise bir milli güvenlik sorunudur.

AKP iktidarında terk edilmiş olsa da önemli devlet politikalarının belirlenişi ile takip edilişi sürecinde düzenli olarak ve böylesi yakıcı olaylarda acilen, başta ana muhalefet partisi olmak üzere siyasi partilerin yürütme tarafından bilgilendirilmesi bir devlet geleneğidir. Bugünden başlayarak, bu uygulamaya geri dönülmelidir. Ayrıca, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bu gündemle toplanması ve milletimizin bilgilendirilmesi çağrımızı yineliyoruz.

Cumhuriyet Halk Partisi olarak ülkemizin ve milletimizin bölünmez bütünlüğü, askerlerimizin güvenliği için üstümüze düşenleri yapmaya kararlılıkla devam edeceğiz.

Hepimizin başı sağ olsun.

İYİ Parti'de bir istifa daha: "Kazanacak adayın yanında olmam gerekir"

İstanbul’da Eyüpsultan İlçe Başkanı Hatice Gürbulak istifa etti. Gürbulak, sosyal medya hesabından istifasına ilişkin bir açıklama yayımladı.

Açıklamasında, İYİ Parti İstanbul İl Başkanı hakkında “atama ile tepeden inen” diyen Gürbulak, parti içi siyasette demokrasiye tahammülün olmadığını ifade etti.

Gürbulak, yerel seçimlerin iktidar lehine sonuçlanmasının ülkeye yeni bedeller ödettireceğini gerekçe göstererek “kazanacak adayın yanında ve ittifakta” yer alması gerektiğini belirtip görevinden istifa etti.

Gürbulak’ın açıklamasının tamamı şöyle:”Kamuoyona Duyurulur…

Hayatım boyunca inandığım değerler uğruna tırnaklarımla kazıya kazıya hep mücadele ettim. Bu durum; siyaset yolculuğumda da aynı şekilde devam etti. Kurucusu olduğum partime de, yaşantımda rol model olarak gördüğüm Meral Akşener sayesinde dahil oldum.

İlk gün ne ise, son dakikaya kadar da hep ülkem ve partim için liyakatin, hak ve adaletin tecellisi için hizmet ettim.

Fakat gelinen noktada görüyorum ki; kadınlara, gençlere, geleceği için endişe duyan ve dezavantajlı durumda olan her bir vatandaşımıza umut kapısı olmak için çıktığımız bu yolda, altı yıldır vermiş olduğum mücadele sonucu “kongrede delegenin helal oyu ile seçilerek” geldiğim Eyüpsultan İlçe Başkanlığı görevimden; şahsi ikballerini ülke ve parti menfaatlerinin önünde tutan, parti içi demokrasiye tahammülleri olmayan, atamayla tepeden inen ve liyakatsizliğin somut örneği olan mevcut İstanbul İl Başkanı, siyaseti kendilerine meslek edinmiş, bu işi geçim kaynağı olarak gören bu ve bunun gibi arkadaşların görmüş olduğu değerle, mücadelesi uğruna benim gibi gecesini gündüzüne katarak çalışan, bırakın menfaati, çoluğunun çocuğunun rızkını hiç düşünmeden ortaya koyan insanlara verilen değer aynı olmuyorsa, keyfi kararlarla emekler hiçe sayılıyorsa, haksızlığa göz yumuluyor ve sessiz kalınıyorsa, kadına ve genç nesle değer verilmiyorsa, kendi içinde hak ve adaleti sağlayamayan bir yönetim anlayışının bu ülkeyi yönetmeye talip olması ne kadar mantıklıdır?

Gelinen noktada daha önce her ne kadar ilçe başkanları toplantısında, ‘hür ve müstakil’ girilmesi yönünde bir tavrım olsa da, sahada bu durumun karşılığı olmadığı ve bizimle de bu durumu değiştirmek için çaba gösterilmediği ortadadır.

İBB’nin, iktidarın hedefinde olduğunu ve seçimlerin de iktidar lehine sonuçlanmasının ülkeye yeni bedeller ödettireceğini düşündüğümden, kazanacak adayın yanında ve ittifaktan yana olmam gerektiğini belirterek bu düşüncelerle görevimden ve İyi partiden istifa ediyorum.

Benimle, benim gibi canla başla mücadele eden tüm arkadaşlarıma hakkımı helal ediyorum. Adaletin hak ve hukukun mücadelesini vermeye devam edeceğimden kimsenin şüphesi olmasın.”